Speak

Susmanın altın olduğu bir ülkede büyümüş insanlar için sanırım birileri artır konuşun demeli. İsveç şair Helga Henschen’ın Olaf Palme ardından yazdığı bu şiiri Türkçe yeniden yazılmış haliyle dinlemiş olabilirsiniz.  Ben İngilizcesini daha sevmişimdir.

 

speak
you who still have lips
speak
speak to the neighbors in the hallway
speak to people in the street
and in the subway

those, who still have ears
will hear

write words on paper
on walls and on banners
carry the words through the city
high above your heads
so everyone can see
distribute leaflets
about freedom resistance peace
solidarity and human dignity

let the words fly like swallows
to faraway lands
guided by the stars
like doves of hope
to our sisters and brothers
in the prisons of the world
those who could not be silent

speak
you who still have lips

words can become suns
words can become rivers
words can open gates
and build bridges
words can overthrow tyrants
if enough of us
arm ourselves with words

speak speak
it is our duty
to those who spoke
while they still
had lips

 

 

Türkçesi

 

Ne umutlarımız ne düşlerimiz vardı!..
İnsanca pek insanca…
Ben bir umudun ardına takılıp, savruldum…
Yaşamımı değil, ömrümü değil, tüm geleceği
Paylaşma, düşlerimin ardında savruldum…
Rüzgar değil…
Konuş… Konuş… Konuş… Dudakların varken daha!
Sözcükler güneş!
Sözcükler ırmak olur.
Kapılar açılır sözcüklerle köprüler kurulur…
Silah gibi kuşanınca;
Çoğaltan sözcükleri
Sonu gelir zalimlerin!
Konuş… Konuş… Konuş…
Dudakların varken daha!
Bil ki borcundur konuşmak…
Sana konuşmuş olanlara…
Umarım anlıyorsundur beni…
‘Umarım’
Sevgisiz bir yaşam gülleri solmuş güneş, güneş görmeyen
bir bahçe gibidir…

Helga Henschen

Share

Kaçıp gitmeye teşneyim

Sirince 005

Kaçıp gitmeye teşneyim ben..Her bahar’da, her sonbahar’da,her kırıldığımda, her hayal kırıklığında..Başımı alıp gitmek istiyor deli gönlüm. Rüzgarlara eşlik etmek istiyorum. İnsanların hoyratlığına, kadirnaşinaslığına kızıyorum. Kızıyorum demek doğru değil sanırım tam anlamıyla hiddetleniyorum. Hiddetim hislerimi muzaffer bir komutan gibi ele geçiriyor ya unutmalıyım ya uyutmalıyım. Hiddetin elinde bir meyyit oluyorum..İşte o mevsimlerde ben gitmeye teşneyim. Yaptıklarımı sıcak bir yaz gününde büyük emeklerle yaptığı kumdan kalelerini yıkan çocuklar gibi parçalamak istiyorum. Sonra yılların yorgunluğuyla bütün gücü çekilen yapraklar gibi ağacımdan rüzgarın kollarına kendimi bırakmaya teşneyim.. Bir gün batımında güneşin uzayan hüzmelerine pervaneler gibi dalmaya teşneyim.. Bunca susuzluk neden? Bu gidişler sanırıp hep ümide doğru çıkılan bir yolculuğun adımları.. Tükenmiş neşemiz, heyecanlarımız, heveslerimiz, aşklarımız, meşklerimiz, rüyalarımız, hayallerimiz…
Ben yeni mebdelere teşneyim…

Share

Gidersen Yıkılır Bu Kent

e467caf0dd2d11e1b8031231380702ee_7

Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
Bir de seni ekliyorum susuşlarıma

Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

Gidersen kar yağar avuçlarıma
Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
Bir tufan olurum sustuğun her yerde

Ahmet Telli

Share