Rüya Satınalma

“Rüya satın alma işinin de bir geçmişi var ama. Abdülhamid’in sadrazamlarından Cevat Paşa çocuk yaşlardan beri bir şeyhin dergahına gidermiş. Bir gün dergahta şeyhin yanına bir demirci esnafı gelir. Gördüğü bir rüyayı anlatarak şeyhten yorumlamasını ister. Rüyayı dinleyen şeyh, Cevat’a dönerek:

“İki mecidiyen var mı?” diye sorar. Cevat, cebinden iki mecidiye çıkararak verir. Bunun üzerine şeyh, adama: “Rüyanı iki mecidiyeye bu çocuğa satar mısın?” deyince, adam şaşırsa da kabul eder ve parayı alarak gider. Adamın ardından şeyh: “Oğlum bu rüya sadrazamlık rüyasıdır. O yüzden henüz rüyanın sahibi o iken rüyayı tabir etmedim. Şimdi rüya senin olduğuna göre mesele kalmadı. Demirciden sadrazam yapacak değiliz ya, değil mi!” der. 

 

…..

Şeyhin rüya satın aldığı bir gelenek var ülkemizde. Egemenlerin korkusu, demircinin sadrazam olması!”

 

Ercan Kesal, Cin Aynası, s. 237-239.

Share

Sular yükselince, balıklar karıncaları yer

Sular yükselince, balıklar karıncaları yer.
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer.
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir.
Çünkü kimin kimi yiyeceğine.
“Suyun akışı” karar verir.
 
Gidene kal demeyeceksin.
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,
yoksa değersiz olan hep sen olursun.
 
Düşün… Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Herşey sende başlar, sende biter.
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,
tükettirme içindeki yaşama sevgisini.
 
Hep hatırla: “Çaresizseniz, Çare “sizsiniz”
 
Behçet Necatigil
Share

Usta ile öğrencisinin hikayesi…

 

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına ” Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.
” Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” diye ilave etmiş.
Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.
Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.
Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.
Usta ressam şöyle demiş:
“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.”
– Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
– Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
– Asla bilmeyenle tartışma.

Share