Bakıyorsunuz kuşlar
 Hazır
 Sokak lambaları yanık unutulmuş
 Bir kadıköy vapuru hınca hınç insan
 Çok geçmeyecek
 Martılar beyhude turlar atacak
 Kıyılar lağım konserve kutuları
 Mısır koçanları
Sevgi aranabilir yine
 Korkusuzca say koskoca kederlerini
 Bir kuyu bulunabilir
Aklımdan çıkmıyorsun
 Sen hala dizüstü
 Bunca anıyı besleyerek
 Sokaklarda avaz avaz konuşarak kendi kendinle
 Mektupları öpebilirsin kırmızı dudaklarınla
 Görür gibi olarak açıp baktığımı
 Bense şöyle diyorum:
 Buradan bir acı kanamış boyuna
Kuşlar hazır
 Öncü havalanmak üzre
 Şehri gelen bir mevsime bırakıyorlar
 O vapur hala hınca hınç
 Kimbilir herbiri hangi dünyaya sağır
 Çok geçmez aradan
Kadınlar kapı önlerinde
 Ellerinde meşalelerle
 Aydınlatırlar gelip geçen erkek suratları
 Yorgun bir sarıyla ben de
 Geçeceğim önlerinden
Aklımdan çıkmıyorsun dedim
 Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya
 Telefonlar yan hücrede çalışıyor
 Bende kurşuni bir dere
 Ağaçlar hayvanlar bile kaygılı
 Onu bir mersedesten indirdi kalçasına kadar
 açılarak
Yapayaşlı bir rum kadın
 Herşeyde yanıp sönen bir kıyamet algısı
 Haydi koşayım diyorum belki dağılır
 Koşuyorum
 Sancağımda kendi rüzgarımla ölgün kıpırtılar
 Hayır daha sevgili daha sevimli değil
 Ne başka bir gün ne başka bir zaman
Çok geçmeyecek aradan
 Şöyle diyeceğim:
 Bulutlar açmadı
 Mavi gök orda mı
Cahit Zarifoğlu


