petal © by Zanastardust

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Uzakdoğu’da bir okul, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün okulun kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanıyordu. O yüzden kapıda herhangi bir çan veya zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerideki bilge, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaya başladı. Gelen yabancı, okula girmek ve burada kalmak istiyordu. Bilge bir süre sonra kayboldu. Sonra elinde suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni arayıcıyı kabul kabul edemiyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. İçerideki bilge saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye buyur etti. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Share

Şehir ya da Kent

Her dellendiğimde bu ülkeden gitmek lazım derim. Biz ne isek, ülkede o değil mi? Bütün hatalarımızla ve yanlışlarımızla bir bütünü oluşturmuyor muyuz? Gitme gelme krizlerinin yükseldiği anlarda Hrant’ın Ruhumun Güvercin tedirginliği yazısında dediği gibi
“Duyarak çileyi, yaşayarak ızdırabı…
Öylesi bir serzenişle işte, terk edecektik yurdumuzu. Ve gidecektik yüreğimizin değil, ama ayaklarımızın götürdüğü yere… Her neresiyse.
Ürkek ve özgür ”

Ya da Kavafis gibi diyecektik…

“Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim,” dedin,
“bundan daha iyi başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim ülkede.”

Yeni bir ülke bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. Aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka bir şey umma-
Bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.

Konstantin Kavafis

Share

Kağıt ve Kalem derdi


Herkesin farklı tutkuları vardır.  Sevdiğimiz kitaplar, koklamaya doyamadığımız parfümler, biriktirdiğimiz paralar, pul kolleksiyonlarımız…neler neler.. Bu aralar keyifle Türkiye’de dolmakalemi ve kağıdı seven insanların sayısındaki artışı takip ediyorum. Burada dolmakaleme ait bir iki yazdığımı okuyanlar hatırlayacaktır. İyi dolmakalemler, kağıtlar ve mürekkepler benim hayatımının artık ayrılmaz parçası haline geldiler. Dolmakalemin kağıdın kayıp gitmesi ve kağıtla mürekkebin sanki binlerce yıldır birbirlerine hasretmiş gibi kucaklaşması benim seyrine doyamadığım anlardan birisidir.
Maalesef benzer zevkleri olan insanlar için Türkiye çok mümbit bir kaynak olduğunu söyleyemem. Birinci problem dolmakalem piyasasında ortaya çıkıyor. Geçmişe göre nispeten artan sayıda dolmakalemi bulmak mümkün olsa da, fiyatlar konusunda aynı şansa sahip olduğumuzu söyleyemem. Maalesef Türkiye’deki fiyatlar ile yurtdışındaki rakamlar arasında dağlar kadar fark var. Misal çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza ya da sevdiğinize Pelikan M 800 dolmakalem almaya karar verdiniz. Hemen İstanbul’da Sirkeci’de farklı kırtasiyelere gidip fiyat alabilirsiniz. İmkanınız yoksa Kalem Dünyası ve Kalem Kutusu sitelerine gidip bakabilirsiniz. Buralarda bu kalemin klasik modelini 1185 TL’ye alabilirsiniz. Aynı ürünü dolmakalem satışında uzmanlaşmış bir site olan Amazon’dan almaya kalktığınız da $332 alabilirsiniz. Tutun ki, 1 Amerikan dolarının değeri 1.8 TL olsun. Yine de 650-700 TL’ye bu kalemi edinebilirsiniz. Aradaki uçurumun bürokratik bir çok açıklaması olduğuna eminim. Ancak beni tatmin ettiğini söyleyemem. Kağıt için de benzer bir durum geçerlidir. Fiyatlar el yakarken ve kağıt çeşitliliği bu kadar sınırlıyken insanları bütçeleriyle keyifleri arasında yaptığı tercihi anlayabiliyorum. Bu fasılda sözü edilmesi gereken mürekkeplerin çeşitliliği ve fiyatları var ki, o konuya hiç girmiyorum.

Share