Gülle kusuyor ana rahmi
Bomba parçalıyor beynini bebeğin.
Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var
Uçak var gök yok utanç var
Ve kime karşı bütün bunlar..
SK
Gecenin zifiri karanlığında nemli sıcağın yaktığı bedenlerden sıkıntı, acı ve ızdırap ter olup akarken..
Elektriksiz geçen günlerde buzdolabında çürümüş yemeklerden en az bozulmuşunu açlıkla, çaresizlikle bakan gözleriyle senden “bir lokma anne!” diyen yavruna uzatırken..
İçinden en masum ve en temiz bulduğun hislerinle Tanrına çocuğunun hastalanmaması için dua ederken, hasta babanın bulamadığın ilaçları için çoktan üzülmeyi bırakmışken..
Gökyüzünü yırtarcasına Sur üflenmişcesine insanı korkutan ve şimşekler saçan o uçakların kulakların zarını patlatan sesi altında en sevdiklerine sarıldın mı hiç?
Gaza denizin kıyısında harita’da unutulmuş… O topraklarda tam bir kıyım yaşanıyor. Günlerdir ekmek yok, ilaç yok, su yok, elektrik yok, iletişim yok, insanlık yok yaşayamaya çalışıyor insanlar..
Ve biz ne yapıyoruz?
Bana inanmıyorsanız..bu dehşetin altında yaşayan Dr. Mona El-Farra‘yı dinleyin.
Kendinize bu gece sorun bakalım;
Siz hiç Filistin’li oldunuz mu?
Siz hiç Gaza’ya gittiniz mi?