Sebeb-i Telif

Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
yaprakla yağmurun aşkı meselâ
kim olsa serpilen coşturuyor bizi
imreniyoruz başkalarının mahvına.
Yağmur mahvoluyor çarparak
kendini parçalıyor mâşukunun açılan kıvrımında
yaprak dirimle irkiliyor nazlı ve mağrur
silkiniyor vuran her damlayla.

Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilkönce damarlarımızda duyuyoruz çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz:
Bize ait olan ne kadar uzakta!

Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
başkalarının düşünceleriyle değil.
“Üstümde yıldızlı gök”demişti Königsberg’li
“içerimde ahlâk yasası”.
Yasa mı? Kimin için? Neyi berkitir yasa?
İster gözünü oğuştur,istersen tetiği çek
idam mangasındasın içinde yasa varsa.
Girmem,girmedim mangalara
Yer etmedi adalet duygusu
içimde benim
çünkü ben
ömrümce adle boyun eğdim.
Yıldızlı gökten bana soracak olursanız
kösnüdüm ona karşı
onu hep altımda istedim.

Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
düşmanı gösteriyorlar,ona saldırıyoruz
siz gidin artık
düşman dağıldı dedikleri bir anda
anlaşılıyor
baştan beri bütün yenik düşenlerle
aynı kışlaktaymışız
incecik yas dumanı herkese ulaşıyor
sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda
tek başınayız.

Diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek
belki çocuk ve ihtiyar,belki kadın ve erkek
hepimiz,herbirimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı
hayatımıza kendi adımızla başlardık
bilmediğimiz bu isim,hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer,aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üstüne kendim yazarım.

İsmet Özel

Share

Yeni yılın göz dolduranları

Geçen yıl aldığım bir çok ürün oldu. Genelde aldıklarımı sitemde yazmıyorum. Maddenin ve kapitalin öne geçmesine karşıyım. Hatta uzunca bir süre dolmak kalemleri de incelemek yaklaşımına da karşı çıktım. İnsanlara tanıtmaktan ziyade tahrik ve teşvik ettiğini düşündüm. Ancak Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız ve ürünleri satan firmaların size karşı saygısı yoksa; ya da saygısızlık niyeti olmasa bile alıcılarına karşı ilgisiz kalıyorsa işte o zaman var olan kısıtlı bütçenizle en doğru tespiti yapmak gerektiğini düşünüyorum. Benim biraz sonra bahsedeceğim ürünlerden maddi bir menfaatim yok ve sadece insanların aldıkları ürünü tanımaları için yapıyorum.

Daha öncede yazdığım gibi Graf von Faber firmasına teşekkür borçluyum. Uzun zamandan beri sahip olduğum ve kullandığım Graf von Faber dolmakalemin çantamdan çıkarırken alt kısmının ayrıldığını farkettim. Ne kadar nezaketle kullandığım ve gözüm gibi koruduğum kalemim için çok üzüldüm.


Hemen ne yapmam gerektiğini düşündüm. Dolmakaleminiz bozulduysa iki seçeneğiniz var. Ya aldığınız kırtasiyeye götürüp onların tamir işlerini kovalamasını bekleyeceksiniz ya da kendiniz dolmakalemi getiren firmanın merkeziyle iletişime geçerek tamir edilmesini sağlayacaksınız. Türkiye’ye Graf von Faber’in bütün ürünlerini Adel Kalemcilik getiriyor. Hemen firmayı aradım. Çok hızlı bir şekilde geri döndüler. Kalemi kendilerine göndermemi gerekirse Almanya’ya gönderebileceklerini söylediler. Adel Kalemcilik kendilerine Yurtiçi Kargo ile ücretsiz kalemimi gönderebileceğimi söyledi. Ancak Yurtiçi Kargo bilgisayarında ödemeli kargoları almadığı belirtildiği için kargo ücretini ödemek zorunda kaldım. Ertesi gün Adel Kalemcilik kalemimi gönderdiğini belirten bir mesaj gönderdiler. Kalemim ellerinde olan aynı gövde ile değiştirilerek bana ücretsiz olarak gönderildi. Kargomu açtığımda ben göndermediğim halde orjinal kutusuna yerleştirildiğini gördüm. Çok sevdim ve bu kaleme sahip olduğuma mutlu oldum. Graf von Faber dolma kalemlerinin ömür boyu garantili olduğunu söylemeliyim. Gönül rahatlığıyla kalemlerinden alabileceğimi ve Adel Kalemciliğin gereğini yapacağından emin oldum.

İkinci ürün de Kata çantaları

Kata gerçekten dizayn ve malzemenin birleşiminden güzel çantalar üreten firmalardan birisidir. Kalem dışındaki diğer hastalığımın da çanta konusunda olduğunu ifade etmeliyim. İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız, Amazon ormanlarından gezmekten çok farkı olmadığını belirteyim. Ben yanımda bilgisayarını, fotoğraf makinasını, kalem ve defterlerini taşıyan bir insanım. Bütün bunları güvenli bir şekilde taşımama yardım edecek bir çantaya ihtiyacım vardı. Uzun araştırmalar sonucunda hem hafif hem de kullanışlı çanta adayları arasından KATA’nın Light DR 467 modelini seçtim. Her gün iki yaka arasında mekik dokuyan birisi olarak bu modeli satın aldım. İki aylık bir kullanım sonrasında çantanın iki taşıma bantını daha rahat taşıma amacıyla birbirine bağlayan klips koptu. Büyük ümitlerle aldığım çantanın bu kadar kısa sürede beni yolda bırakması canımı sıkmadı desem yalan olur. Hemen KATA müşteri hizmetlerine yazdım. Benden problemin resmini ve çantanın üretim numarası dahil farklı bilgileri istediler. Kısa sürede fotoğraflarla gönderdim. Hemen bana cevap yazarak, bilaücret çantamın yenisiyle değiştirileceğini söylediler. Türkiye’deki distribütörleri biraz nazla da olsa beni arayıp çantayı adresime gönderdiler. Bu kadar nazik oldukları için kendilerine burada teşekkürü borç biliyorum.

null

Kış günlerinde ayakların üşümesi kadar hiç bir şeyin insanı yıkmayacağını bilen bilir. Ne demiş atalarımız ayağını sıcak tut, başını serin..Ben uzun süreden beri su geçirmez ve soğuk konusunda dayanıklı bir ayakkabı almayı planlıyordum. Hele de iş değişikliğim nedeniyle toplu taşıma araçlarını daha çok kullandığım için bu ayakkabı hayati öneme sahipti. Nereden geldiği bilinmez şekilde Yakupoğlu Deri Sanayii’nin ayakkabılarından almaya karar verdim. Firma Karaköy’de dükkan açmış ama bu botlar bittiği için raflara koyamamış. Neyse, isim yazdırıldı ve uzun bir bekleyişten sonra botlarımı aldım. Botların herşeyi dört dörtlük ancak vibram tabanın buzlu ortamlarda davranışı tabanın sertliği yüzünden beklenenin altında olduğunu farkettim. Bu konuda müşteri hizmetlerine yazdım ancak geri dönüş olmadı. Öte yandan Doğu’da hizmet veren askeri birliklerimizin bunu giydiğini düşününce bu problemin hareketlerini ne derece zorladığını düşünmek bile istemiyorum. Ancak vibram tabanların da farklı modelleri olduğunu bilmek isterseniz şuraya bir bakın.
Vibram tabanları suçlamak boyumu aşabilir ama ben burada kar lastiği yapan firmaların su tahliye şekillerinin taklit edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bütün bunlar benim öğrendiklerim… Kafası karışmış bir şekilde bu ürünleri alıp almamak konusunda düşünenlere biraz yardımcı olabildimse ne mutlu bana.

Share

Mavi Gök orda mı?

Abstract painting of nature

Bakıyorsunuz kuşlar
Hazır
Sokak lambaları yanık unutulmuş
Bir kadıköy vapuru hınca hınç insan
Çok geçmeyecek
Martılar beyhude turlar atacak
Kıyılar lağım konserve kutuları
Mısır koçanları

Sevgi aranabilir yine
Korkusuzca say koskoca kederlerini
Bir kuyu bulunabilir

Aklımdan çıkmıyorsun
Sen hala dizüstü
Bunca anıyı besleyerek
Sokaklarda avaz avaz konuşarak kendi kendinle
Mektupları öpebilirsin kırmızı dudaklarınla
Görür gibi olarak açıp baktığımı
Bense şöyle diyorum:
Buradan bir acı kanamış boyuna

Kuşlar hazır
Öncü havalanmak üzre
Şehri gelen bir mevsime bırakıyorlar
O vapur hala hınca hınç
Kimbilir herbiri hangi dünyaya sağır
Çok geçmez aradan

Kadınlar kapı önlerinde
Ellerinde meşalelerle
Aydınlatırlar gelip geçen erkek suratları
Yorgun bir sarıyla ben de
Geçeceğim önlerinden

Aklımdan çıkmıyorsun dedim
Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya
Telefonlar yan hücrede çalışıyor
Bende kurşuni bir dere
Ağaçlar hayvanlar bile kaygılı
Onu bir mersedesten indirdi kalçasına kadar
açılarak

Yapayaşlı bir rum kadın
Herşeyde yanıp sönen bir kıyamet algısı
Haydi koşayım diyorum belki dağılır
Koşuyorum
Sancağımda kendi rüzgarımla ölgün kıpırtılar
Hayır daha sevgili daha sevimli değil
Ne başka bir gün ne başka bir zaman

Çok geçmeyecek aradan
Şöyle diyeceğim:
Bulutlar açmadı
Mavi gök orda mı

Cahit Zarifoğlu

Share