Kağıt ve Kalem derdi


Herkesin farklı tutkuları vardır.  Sevdiğimiz kitaplar, koklamaya doyamadığımız parfümler, biriktirdiğimiz paralar, pul kolleksiyonlarımız…neler neler.. Bu aralar keyifle Türkiye’de dolmakalemi ve kağıdı seven insanların sayısındaki artışı takip ediyorum. Burada dolmakaleme ait bir iki yazdığımı okuyanlar hatırlayacaktır. İyi dolmakalemler, kağıtlar ve mürekkepler benim hayatımının artık ayrılmaz parçası haline geldiler. Dolmakalemin kağıdın kayıp gitmesi ve kağıtla mürekkebin sanki binlerce yıldır birbirlerine hasretmiş gibi kucaklaşması benim seyrine doyamadığım anlardan birisidir.
Maalesef benzer zevkleri olan insanlar için Türkiye çok mümbit bir kaynak olduğunu söyleyemem. Birinci problem dolmakalem piyasasında ortaya çıkıyor. Geçmişe göre nispeten artan sayıda dolmakalemi bulmak mümkün olsa da, fiyatlar konusunda aynı şansa sahip olduğumuzu söyleyemem. Maalesef Türkiye’deki fiyatlar ile yurtdışındaki rakamlar arasında dağlar kadar fark var. Misal çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza ya da sevdiğinize Pelikan M 800 dolmakalem almaya karar verdiniz. Hemen İstanbul’da Sirkeci’de farklı kırtasiyelere gidip fiyat alabilirsiniz. İmkanınız yoksa Kalem Dünyası ve Kalem Kutusu sitelerine gidip bakabilirsiniz. Buralarda bu kalemin klasik modelini 1185 TL’ye alabilirsiniz. Aynı ürünü dolmakalem satışında uzmanlaşmış bir site olan Amazon’dan almaya kalktığınız da $332 alabilirsiniz. Tutun ki, 1 Amerikan dolarının değeri 1.8 TL olsun. Yine de 650-700 TL’ye bu kalemi edinebilirsiniz. Aradaki uçurumun bürokratik bir çok açıklaması olduğuna eminim. Ancak beni tatmin ettiğini söyleyemem. Kağıt için de benzer bir durum geçerlidir. Fiyatlar el yakarken ve kağıt çeşitliliği bu kadar sınırlıyken insanları bütçeleriyle keyifleri arasında yaptığı tercihi anlayabiliyorum. Bu fasılda sözü edilmesi gereken mürekkeplerin çeşitliliği ve fiyatları var ki, o konuya hiç girmiyorum.

Share

Defter’in sahibi

Kısa kısa birikenleri aktarayım istedim.

Kırtasiye hayatım boyunca beni etkilemiş sektörlerden birisidir. Bütün bunlar benim varlığımla anlam kazanıyor ama yine de kağıt, kurşun kalem, dolmakalem, mürekkep, silgi ve bunların etrafındaki herşey benim için önem taşıyor. Maalesef ülkemizde hem kağıt hem dolmakalem piyasası oldukça kısıtlı. Benim gibi dinazor olanlar okulun başladığı haftalarda meteksan defteri aradığımızı hatırlayacaklardır. Ancak ümit verici gelişmelerin olduğunu siz de biliyorsunuzdur. Ülkemizde moleskin’in moda olarak ya da imaj tamamlayıcı olarak kullanılmaya başlanılmasından bu yana yurtdışından farklı firmalar geldiler. Paperback, Clairefontaine, Rhodia, Ciak, Teneues bu isimlerden bazıları. Takip edebildiğim kadarıyla bu defterlerin en büyük problemi  kağıt kalitesi yüzünden sayfalarında dolmakalem mürekkeplerinin yayılması ya da arka sayfaya geçmesine izin vermesidir. Boyut kullanım ve şekiller konusunda bir çok gelişme olduğu açıktır. Mesela bu günlerde noktalı defterler hızla yayılmaya başladı. Türk halkının moleskine’e verdiği paraların heyecanlandırdığı tüccarlarımız ufak ufak kağıt ve defter piyasasını hareketlendiler. Meselea Deffter, Ece bunlardan sadece ikisidir. Ayrıca el yapımı defterlerimizden de buyurun!

Neyse kısa yazacaktım ya.. Bendeniz Remzi kitapevinden Teneues defterlerinden aldım. Kullanmaya başladığım ilk haftada defterin lastiği koptu. Bu defterlerin belirgin bir iki özelliği var. Birincisi sayfaların ön yüzleri çizgili ve arkaları boş bırakılmış. İkincisi kağıdının güzel olmakla birlikte mürekkebi arka tarafa geçiriyor.  Bu defterin muhteşemliği ise firmasının kalitesinden geliyor. Ben bu firmaya defterimin lastiğinin koptuğunu belirten bir mektup yazdım. Firma bana hızlı bir şekilde cevap verdi. Benden kopan lastiğin resimlerini istedi. Resimlerimi alır almaz bana binbir özürle yeni bir defter gönderdiler. Aynı problem Moleskine’de olsa muhatap bulabilir miyiz emin değilim.

İstanbul’da top ten kırtasiyeler listesinde görüşmek üzere… bol kağıtlı ve kalemli günler dilerim.

Share