After The Storm

Bora bana bu grubu (Mumford & sons) tanıttı. Kim bu Bora diyenler için tek cümleyle kalabalıkların gürültüsünde kendi sessizlik mabedini inşa etmiş birisidir demekle yetineceğim.  Dinleyince geceye eşlik edecek kadar güzel olduğunu düşündüm. Muhteşem sözleri var..Klibini de izlemenizi tavsiye ederim.

And after the storm,
I run and run as the rains come
And I look up, I look up,
on my knees and out of luck,
I look up.

Night has always pushed up day
You must know life to see decay
But I won’t rot, I won’t rot
Not this mind and not this heart,
I won’t rot.

And I took you by the hand
And we stood tall,
And remembered our own land,
What we lived for.

And there will come a time, you’ll see, with no more tears.
And love will not break your heart, but dismiss your fears.
Get over your hill and see what you find there,
With grace in your heart and flowers in your hair.

And now I cling to what I knew
I saw exactly what was true
But oh no more.
That’s why I hold,
That’s why I hold with all I have.
That’s why I hold.

I will die alone and be left there.
Well I guess I’ll just go home,
Oh God knows where.
Because death is just so full and mine so small.
Well I’m scared of what’s behind and what’s before.

And there will come a time, you’ll see, with no more tears.
And love will not break your heart, but dismiss your fears.
Get over your hill and see what you find there,
With grace in your heart and flowers in your hair.

And there will come a time, you’ll see, with no more tears.
And love will not break your heart, but dismiss your fears.
Get over your hill and see what you find there,
With grace in your heart and flowers in your hair.

Share

Sensation/Duyum

Mixed race people reaching out hands toward one another

Par les soirs bleus d’été, j’irai dans les sentiers,
Picoté par les blés, fouler l’herbe menue :
Rêveur, j’en sentirai la fraîcheur à mes pieds.
Je laisserai le vent baigner ma tête nue.

Je ne parlerai pas, je ne penserai rien :
Mais l’amour infini me montera dans l’âme,
Et j’irai loin, bien loin, comme un bohémien,
Par la nature, heureux comme avec une femme.

Arthur Rimbaud

Mars 1870.

DUYUM

Mavi yaz akşamları,patikalarda,dalgın
Gideceğim sürtüne sürtüne buğdaylara.
Ayaklarımda ıslaklığı küçük otların
Yıkasın,bırakacağım başımı rüzgara.

Ne birşey düşünecek,ne bir laf edeceğim;
Ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi;
Göçebeler gibi uzaklara gideceğim;
Mes’ut sanki yanımda bir kadın varmış gibi.

Çeviri;
Orhan Veli Kanık
1948

Share

Aramak mı? Görmemek mi?


Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam,
dergâhta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi”nin sohbet ettiklerini
görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak
ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler.

Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi
yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır.
Adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların
giysilerine takılır.

Mevlevi’nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki
hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir,
hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de
kapatmaktadır.

Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır. Elbisenin
kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır;
üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır.

Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenme k ister. Büyük
merakla, önce Mevlevi’ye sorar:
“Pirim, kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun? Bunun
özel bir sebebi var mı?”

Mevlevi hiç beklemediği bu soru karsısında oldukça şaşırır. İki
kolunu da biraz yukarıya kaldırır, sonra ellerini birleştirerek
kollarını daire şekline getirir ve şöyle der:
“Evet, özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını,
ayıplarını, kusurlarını örteriz.
Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız.”

Yanıttan oldukça hoşnut olan adam aynı merakla bu kez Bektaşi”ye
döner: “Peki ya siz, pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu
kadar dar ve kısa? Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez
misiniz?”

Bektaşi kendi kollarına bakar, birkaç saniyelik bir dalgınlıktan
sonra gülümser ve adama bakarak söyle der:
“Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur. Çünkü biz
insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz.”

ÖZETLE.

Seveceksen öylece sev. Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur.

Birincisini zaten bulamazsın, ikincisinde ise, bulduğun her kusur,
öğrendiğin her ayıp sahibini değil, seni çirkinleştirir.
Her ikisi de seni mutsuz eder.

Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz
olursun

Share