Göz göz olurken!

Nereden başlasanda hikayenin bir yerinde o gelecek,

Başlasa da bitse de sızısı kağıt kesiği…

Zaman zaman suskunluk zaman zaman yorgunluk,

Azalan ama son bulmayan yalnızlık.

Bir çekicin merhametsiz inişi kadar acıtan ama hiç

yaş akmayan..

Önce bıçaklıyor bıçaklıyor ve inletiyorsun ardından yaptıklarına

pişmanlıklarla hıçkırıyorsun..

Öldüm diyorsun ama benim ölümümü bilmiyorsun ki..

Yandım diyorsun ama alevleri hiç görmedin ki..

Ne susuzluğu bilirsin sen ne de acıyı..

İmkansızlar inanlar içindir kendine, sevdasına, aşkına, aklına ve imanına

Zehir zerk edilirken bedenine sessizdim

Bir ölü kadar bir taş kadar sessizim.

Işığın loşluğu seni korkutmuyor biliyorum

Sen karanlık olmadıkça yaşarsın.

Ne gün doğsun ne de ay batsın.

Sen beni acıttın

Elimdeki diken kadar

Gözümdeki güneş kadar

Sırtımdaki ateş kadar

Diş ağrım kadar

Doğum kadar

Baldırımdaki bıçak kadar

Kalbimdeki çıban kadar

İçimdeki taş kadar

Kolumdaki yara kadar

Her yanım sızlıyor artık umursamıyorum hangi yanım diye..

Ben artık yalancı teselliler istemiyorum

Ben zehir olsanda seni istiyorum.

Geleceksen gel de bekletme beni

Yapraklarım seni bekler,

Kanım akmak ister seni bekler,

Nefesim almak ister seni bekler,

Yüreğim atmak ister seni bekler.

Bekleyen hep bekler

Donuk donuk bir resme bakar bekler

Bir pencereye bakar bekler

Bir an ama sonsuz zaman

Bir dileğim var Tanrı’dan

Gece yatağımdaki duadan

Bir cümlem görecekse gün yüzü..

Gelmeyecekse ve sevmeyecekse Tanrım haber sal da üzme beni…

Share

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.