Benim makinalarım

Bir “dost” bana maddelerle ve eşyalarla aramdaki ilişkinin benim hayatımda çok baskın bir rolü olduğundan bahsetmişti. Haklı olabilir. Ancak bazı zamanlarda bu etrafımdaki eşyaların benim yaptığım işleri belirginleşemesine yardım ettiğini de düşünüyorum. Kendi tarihime dijital bir not düşmek için bu yazıları yazıyorum. Bu vesileyle hatırlatmak isterim ki bu blog benim için beğendiklerimi yazdığım bir not defteridir. Bazen ortada gezinen ve kime ait olduğu bilmediğim metinleri de koyuyorum. Böyle garip bir girişten sonra burada fotoğraf makinalarımı yazmaya karar verdim.

Neyse bildiğiniz gibi karınca kararınca fotoğraf çekmeyi seviyorum. İlkokul yıllarımdan bu yana fotoğraf çekiyorum. İlk fotoğraf makinam plastik’ten yapılmış oyuncaktı. Ortaokul yıllarında harçlıklarımı biriktirip, o yıllarda yeni çıkmış olan motorlu kompakt makinalardan aldım. Hem de kırmızı renkteydi. Epey uzunca bir süre kullandığımı hatırlıyorum. Çocukluk yıllarımdan apartmanımızın altındaki Foto Özdemir’de çekilmiş en az beş adet farklı resmim vardır. İlkokul yıllarımda Valiliğin arkasında ayaklı büyük kare kutularıyla kapağını açıp kapatarak fotoğraf çeken seyyar fotoğrafçıların olduğunu hatırlıyorum. Ortaokul yıllarında insanların elinde Lubitel marka makinaları gördüğümü, hatta vizörden baktığımda görüntülerin ters düştüğünü görmüş ve hayret etmiştim. Dayımın analog SLR makinası da dün gibi hatırlıyorum. 1991 yılında SSCB’nın dağılmasıyla kurulan Rus pazarlarından birisi de Beyazıt’da Çınaraltı’nda yerini almıştı. Oradan aldığım Zenit’i uzun süre kullandım. Ardından hayatıma Yashica  girdi. Uzunca süre onunla fotoğraf çektim. SLR makinalarımın yanısıra kullandığım küçük kompakt makinalarım da oldu. Canon IXUS bunlardan birisidir. Fotoğrafçılık endüstrisinin analog filmlerden dijitale geçişi sırasında yaşadığı dramatik bir üründe Advanced Photo System olarak bilinen ve filmini içinde tutan yarı otomatik makaralardır.  Benim kullandığım Canon IXUS Kodak’ın geliştirdiği bu teknoloji için tasarlanmıştı. Analog filmle siyah-beyaz çekim yapmak için kullandığım Nikon F70 makinam uzunca bir süre sabırsızlıka beklediğim bir ekipmandı. Ardından digital fotoğraf makinalarına sahip oldum. Aklımda siyah-beyaz fotoğraf bastığım günlerde kaldı. Fotoğraf çekmek ne kadar heyecan verıcı olursa olsun, hiç bir şey siyah beyaz fotoğraf basarken geliştirici (developer) banyosunda çizgilerin beyaz kağıt üzerinde aniden belirmesi kadar insanı baştan çıkaramaz.

Canon 350 ile başladığım dijital maceramda şu anda Nikon çizgisindeyim. Fotoğraf dünyasında kimisi Canoncu oluyor kimisi Nikoncu..Ben kendimce sebeplerden ötürü Nikon’u tercih ediyorum. Nikon macerama d300s ile başladım. Yurtdışından aldığım gövde için hep FX (yani full frame) objektifleri tercih ettim. Böylece hayalini kurduğum full frame bir gövdeye geçince onları değiştirmek zorunda kalmayacaktım. Bu kararın doğru bir adım olduğunu düşünüyorum.Nikon d300s ile çok güzel fotoğraflar çektim. En azından kendi beğendiğim fotoğraflarım oldu. Gezilerime götürdüm.

Ardından Nikon d700’e terfi ettim. Nikon’umun değişmesiyle birlikte FX lenslerimi hakkıyla kullanabilir bir hale geldim. Yeni bir macera ve ufuklara doğru yol alıyorum. Fotoğraflarımın bazılarına buradan göz atabilirsiniz.

Share

One thought on “Benim makinalarım”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.