At hırsızı

Bu hikayeyi defalarca duymuştum. Yakın zaman’da bir yazarımız daha tekrarladı. Ben de paylaşayım istedim.

:: Tuareg > Sahara desert > North Niger > Africa ::

Çölde yaşayan kabilelerden birisinin, bu pek sevgili atına atlayarak tek başına çöle gezmeye çıkmış. Hayli zaman at koşturduktan sonra dönmek üzere iken uzaklarda hareketlilik dikkatini çekmiş. Çöl uçsuz bucaksız bir yerde bunun ya bir av ya da yardıma muhtaç birisi olduğunu düşünmüş. Yanına yaklaştığında gördüğünün yerde yatan bir insan olduğu ortaya çıkmış.

Atından inerek yerdeki adama yardıma gitmiş. Önce adamın nefes alıp almadığından emin olmak istemiş. Yerde yatan bedenin nefes aldığını görünce sevinip atının terkisinden su kırbası almak üzere iken, yerdeki mecâlsiz ve hasta adamı, o herkesten kıskandığı değerli atın üzerinde görünce şaşırıvermiş. Adam atı topuklayıp erişilemeyecek kadar uzaklaştıktan sonra dönüp, alay edercesine bakmış atın sahibine,

Atını o kadar seven sahibi bağırmak çağırmak yerine durduğu yerde ağlıyormuş.

– Ne oldu
diye seslenmiş hırsız, “Zoruna gitti de ondan ağlıyorsun değil mi? Sen ki bu atı kendi gözünden, evlâdından bile kıskanırdın ama bak, aklım ve çevikliğim sâyesinde şimdi benim oldu atın; ne kadar ağlasan yeridir!”

Atın sahibi gözyaşlarını silmiş; demiş ki, “Hayır ey hırsız, atımı çok severdim, doğrudur; senin onu benden çalman elbette gücüme gitti, fakat onun için ağlamıyorum.”

– Yaa, niçin ağlıyorsun öyleyse?

– Şunun için: Bu haber yarın etrafta duyulduğunda, senin nasıl bir hile ile atımı elimden kapıp çaldığın dilden dile dolaştığında bundan sonra çölde hiç kimse yerde yatan ve ölmek üzere olan gerçek ihtiyaç sahibine bir damla su vermeye çekinecektir. Üzüntüm ondan!

Share

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.