Biliyorum hiç tarzım değildir bu tür yazılar yazmak ama bir yerlerden başlamak lazım. Türkiye’deki üretmeden tüketme alışkanlığını yavaş yavaş terketmemiz gerekiyor. Öncelikle alternatif enerji kaynaklarını sonuna kadar kullanmalıyız. Bu konuda aklıma hemen gelen üç enerji kaynağı var. Rüzgar, Güneş ve Su…
Şimdi güneş enerjisiyle başlayalım. Antalya’da büyümüş birisi olarak küçüklüğümümde “Günısı” tabirini defalarca duymuşumdur. Günısı esasında güneş ışığıyla suyu ısıtan bir sistem ve bu isim de ısıtma sistemleri en çok satan firmanın adı. Ancak Türkiye’de ilk kağıt mendili getirdiği için Selpak diye anılır, ATM (debit card) kartlarını da İş Bankasının Bankamatik ismiyle kullanırız.
Güneş ışığı Adana, Mersin ve Antalya gibi enerji potansiyeli çok olan yerlerde suyu ısıtmak için kullanılıyor ancak neden elektrik üretmek için kullanılmıyor sanırım. Bu konuda birşeyler yapmalıyız. Melez sistemler geliştirerek son kullanıcıların bu güneş enerjisinden faydalanmasını sağlamalıyız. Söyle bir ev hayal edin, güneş enerjisinden maksimum şekilde faydalanıp elektrik üretiyor ve bu elektriği yettiği kadar kullanıyor, güneş enerjisinin son bulduğu yerde şehir cereyanı devreye giriyor.
Bu konuda evinizin güneşe göre konumunu belirleyerek elektrik üretme potansiyelini hesaplayan bir site buldum. Umarım sizin de işinize yarar.
Son olarak bir fikrim var. Güneydoğu Anadolu’da ekilemeyen birçok arazi var. Bu alanları güneş enerjisi panelleri yerleştirererek değerlendirebiliriz. Evlerin çatılarını fotocell’lerle kaplayıp güneşten maksimum faydalanmalarını sağlayabiliriz. Bu enerjinin güneydoğu’daki illerin kaderini değiştireceğini düşünüyorum.