Öyle sessiz ve öyle sensizdi ki, ne kelimeler ne de anlamları benim yanımdaydı. Yağmur gecenin karanlığına sevinircesine bütün meleklerle birlikte sabırsızca ve özlemle toprağa kavuştuğunda rüzgar emanet aldığı su tanelerini yüzüme taşıyordu. Ne sevindiğimden utanıyorum, ne de üzüldüğüme seviniyorum. Boğaz’ın dalgalarının sesi zevke karışırken vicdanım sızlıyor muydu bilmiyorum? Oksijen azaldıkça beynimin hücrelerinin feryadını duyuyorum. Yüreğim hiç bu kadar yalnız olmuş muydu bilmiyorum?
Söylemeyin sakın hepinizin kurallarını ve kuruntuları var. Hepimizin hayata bakışları başka..Kimimiz kırık dökük hayallerimizin kurbanıyız, kimimiz hiç de eğilip bükülmeyen prensiblerimizin takipçisiyiz. Ölüm olmasaydı ben de bütün kurallarınızı kabul eder, ne uçurumların kenarında gezer ne de dalgalara kafa tutardım. Pamuklara sarılmış hayatımın sıcaklığında cennet huzurunu arardım.
Peki kabul ediyorum bütün acıları gelin üstüme hiç de korkmuyorum?
Ağlıyor olabilirim, her çocuk korkar ben de çocuk değil miyim?
Her yağmur tanesi gökten düşmez mi?
Ben sulara karıştım ve yağdım bulutlarla….Toprak’a selam olsun!