Yavaşlayalım, yavaş yaşayalım-Gündüz Vassaf

Yazın bitmesiyle, yaşadığım yerde kalanların şehre dönüşünü, çevremde pek insanın kalmayacağı günleri, derinlemesine yazıp okuyabilmem için bir fırsat olarak beklemiştim.
Yazmaya başladım. Başladım ama havanın, doğanın güzelliğine baktıkça masa başında oturmam,  fikirlerimle baş başa kalmam bana bencillik gibi geldi.
Düşüncelerim, hayatın anlamıyla ilgili görüşlerim, iki kutup arasında gidip gelmeye başladı.
Bir tarafta kendime şu telkinde bulunuyordum.
İnsana yakışır olan, beyninin, yapabileceklerinin hakkını vermesidir. Bunu yapmaması yaratılışına hakarettir. Hele başka canlılarla kendimizi karşılaştırdığımızda, bunca yeteneklere sahip bizlerin düşlerimizi gerçekleştirmek için çaba göstermememiz yaşamımızı anlamsız kılar, türümüzün özelliklerine ters düşer.
Diğer yandan da kendime şöyle diyordum.
Yaptıklarının heyecanı ve gururunda kaybolacağına etrafına bak.
Dünya, doğa tarih boyunca ne çektiyse, türümüzün doyumsuz merakından, ille bir şeyler yapma hırsımızdan çekti. Şunu bunu yapalım derken, zekamızın sonsuzluğunda, çabalarımızın tükenmezliğinde kendimizi yücelttik, doğayı, başkalarını küçümsedik, ezdik.
Yaptıklarımızda, yarattıklarmızda tür olarak o kadar hızla yol alıyoruz ki, nereden gelip nereye gittiğimizi kestiremez olduk.
Kabımıza sığamamanın zararlı olabileceğini  düşünmemeyi  tercih ettik.
Yaptıklarımıza hayranlığımızdan, teknolojiyi ilerleme sandığımızdan,  değişimlerin tüketicisi konumuna girdikçe, birbirimizden ve doğadan koptuk, sağduyumuzu dumura uğrattık,  inandıklarımızın iflasında kendimize tapar olduk.
Sevmeyi unuttukça sevilmeyi arzular olduk.
Ben, ben, ille ben, önce ben diyerek kendimizi  abarttık.
Türümüzün avcı toplayıcı ve tarım dönemlerinde, bugünkü kadar  dinlenmeye vaktimiz yoktu ama dinlemesini biliyorduk. Günümüzde uzmanlaştıkça, yaşamın bütününü göremez olduk, evrene açılırken  evrenden koptuk, evlerimizin, kentlerimizin elektriği yıldızların ışığını söndürdü.
Yavaşlayalım.
Yavaş yaşayalım.
Karşıdan karşıya ışıkların komutanda geçerken sağ sola bakmayı unutmayalım.
Bu acele, bu hırs niye? Nereye?
Yavaşlayalım.
Yavaş yaşayalım.

(Bu yazı bakış açısını sevdiğim Gündüz Vassaf tarafından yazılmıştır.)

Share

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.