Vatan-daşlar ruh-daşlar fiş-daşlar

Elif Şafak’ın bir yazısı ama paylaşmadan duramadım…

Bacak kadar çocuklara simsiyah önlükler giydirip her sabah tek sıra and içiren kimse pencerelerden dışarı bakamasın diye sınıf pencerelerini külrengine boyayan yaratıcılıktan ziyade ezberciliği bireyselleşmeden ziyade sürüleşmeyi eleştirel düşünceden ziyade sorgusuz sualsiz itaati belleten ve sistematik dayak içeren Türk eğitim sistemi okuma–yazmayı “fiş”lerle öğretmişti hepimize. Her öğrencinin küçük kişisel fişleri vardı bir de sınıf tahtasında asılı devasa fişler. O devasa fişlere baka baka her çocuk kendi minik fişlerine çekidüzen verirdi. Sonra okurduk hep bir ağızdan: TUT-ALİ-TO-PU-TUT… YA-KA-LA-A-Lİ-YA-KA-LA…” İçimize hücrelerimize sinmiş. “Fiş” demek “emir kipi” demek toplumsal bilinçaltımızda. “Fiş” demek yakalanacak birileri tutulacak bir hedef var bir yerlerde demek. Şartlanmışız bekliyoruz tetikte. Karatahtadan gelen emir kipini duyar duymaz biz de pürnizam cici cici oturduğumuz sıralarda kendi minik fişlerimize çekidüzen vereceğiz. Sağım solum önüm arkam düşman dolu öğretmenim. İlerde iki sıra önümde sol görüşlü bir öğrenci var dili kürek kadar sorguluyor sistemi YÖK’ü protesto ediyormuş duydum kan revan yediği coplara rağmen kafasına kafasına düşünemesin aptal olsun diye coplar hep kafayı hedef alır ama hâlâ utanmadan düşünüyor öğretmenim TUT-A-Lİ-TUT. İki sıra arkamda türbanlı bir kız öğrenci hem okumak eğitim ve meslek sahibi olmak hem de türban takmak istiyormuş öğretmenim ikisini birden aynı anda TUT-A-Lİ-TUT.
Üç sıra önümde bir Ermeni oturuyor demek hâlâ Ermeniler kalmış bu memlekette silememişiz hepsini kovamamışız kendi evlerinden valla doğrusu bi şey yaptığını görmedim; ama Ermeni asıllı olması başlıbaşına kabahat değil mi öğretmenim TUT-A-Lİ-TUT. Arka sıralarda oturan şu kadın feministmiş öğretmenim memnun değilmiş toplumsal kültürel ve kurumsal düzeyde tıkır tıkır işleyen ataerkillikten cinsiyetçilikten Güldünya isimli bir kadın öldürüldü diye tepki duyuyormuş ona ne oluyorsa TUT-A-Lİ-TUT.
En öndeki öğrenci yazar mı şair mi kalem ehli imiş öğretmenim hayal kurabilmek istiyormuş kursun kurmasına da kendine saklasın hayallerini yok illaki yazacak kaleme alacak hayalleri sakıncalı TUT-A-Lİ-TUT. Bir de şuradaki akademisyeni gözüm tutmuyor öğretmenim entelektüel toplum yukardan aşağıya değil aşağıdan yukarıya akmalı tepeden inme kurallarla değil sivil toplumda harekete geçen kişisel ve kolektif dinamiklerle yenilenmeli değişmeli demokratikleşmeli diyormuş öğretmenim TUT-A-Lİ-TUT…
Hepsini yakaladım tuttum öğretmenim fişlerime yazdım teker teker isimlerini cisimlerini. Ama hâlâ varlar. Ne kadar çoklar. Neyse ki çok olduklarının farkında değiller. Çünkü birbirlerini dinlemekten acizler. Olanca güçlerini birbirlerini didiklemeye ayırmaktalar öğretmenim. Sol görüşlü öğrenci türbanlı kız ile sağ görüşlü gazeteci bir feminist kadın ile hiçbir ortak noktası olamayacağına körü körüne inanmış birbirlerini karalamakla meşguller. Ben bunları tutmasam da olur öğretmenim. Nasıl olsa birbirlerine dil uzatmaktan fırsat bulup da ortak noktalarını ezilmişlik paydalarını konuşmaya o ortak payda üzerinde yükselerek sistemi beraberce dönüştürmeye demokratikleştirmeye ve sadece vatan-daş değil aynı zamanda fiş-daş da olduklarını görmeye zaman bulamayacaklar.
BI-RAK-A-Lİ-BI-RAK… TUT-MA-SAN-DA-O-LUR…
Arizona

Share

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.