Bir karanlık bin karanlık iken hayatımda
Söze gelir, dile gelir ve hisse gelmezken
Şehre karanlık gelmiş, gün gitmişken
Buluta senin adın yazıldı
Göğe yükseldiği yerde…
Sen su damlası ve ben suya muhtaç bir toprak
Ne yağmur yağmış ne de yer çorak
Toprak kokusu
Rüzgar buğusu
Sevda dokunuşu
Rüzgarın kızı
Kokun gelir Belkıs gibi Süleymana
Ya da Yusuf gibi Yakup’a
Ruhuma ilaç gibi
Nefesini nefesime koyacaksın
Beni yine sende bulacaksın
Bak! inanmıyorsan gözlerime bak, içinde kendini göreceksin
Küçücük bir ümidi ve filizi gönlümde büyüteceksin
Ellerimi avucuna alacak ve şefkatle sıkacaksın..
Toprak kokusu
Rüzgar buğusu
Sevda dokunuşu
Rüzgarın kızı
Kudüs’teki kıyamet ve zeytindağı yoldaşı
İçimde bir yerlerde ışık ile karanlığın savaşı
Gözlerin neşe veren yaşam kaynağım
Gönlümün durduğu son durağım
Ellerin ahh o ellerinde var olayım
Toprak kokusu
Rüzgar buğusu
Sevda dokunuşu
Rüzgarın kızı
Altın kubbeler önünde serilir Züleyha gibi
Güzellik nazar olur aleme efsun gibi
Bütün diller ve sesler lal olur gece gibi
Sen bana herşeyden öte Yusuf gibi, Kudüs gibi.
Toprak kokusu
Rüzgar buğusu
Sevda dokunuşu
Rüzgarın kızı