Gizliliğin dili

Her zaman kimseye söylemek istemediğim ama yazmak için can attığım duygularım oldu. Niye sakladığımı bilmem ama saklamak isterim. Bir ara Osmanlıca’yı kullanmıştım. Ama şimdilerde bilen sayısındaki artış beni terdigin ettiği için duygularımın harflerde çıplaklaşmasını istemediğim için yazmamayı istiyorum. Hatırlıyorum da ortaokul’da arkadaşlarla gizli bir yazım dili geliştirmiştik. Böylece aramızdaki yazışmaları bizim grubumuz dışında kimse anlayamazdı.

Dün yaptığım okumalar esnasında benzer bir durumun cinsiyete bağlı olarak geliştiğini gördüm. Çin’de genel olarak kullanılan yazı dili NanShu (Erkek yazısı)dir. Kadınların bu yazıyı öğrenme şansları olmadığı için kendi yazılarını geliştirmişler. Çin’deki Yao’ların kadınlarının geliştirdiği yazı erkekler tarafından okunamıyor. Fiziksel olarak bir engel olmamakla birlikte, sadece bilmedikleri için okuyamıyorlar. Sanıyorum ki, kadınlar sadece hemcinslerinin anlayabileceği hislerini bu yöntemle ifade etmeyi seçmişler. Kadınlara ait yalnızlık, melankoli ve hapsedilmişlik.. Araştırmacılar bu yazının kökenini Song hanedanına kadar sürebiliyorlar. Harem’deki kızların kardeşlerine yazmak için icat ettiklerini zannediyorlar. Kadınlar işlemelerin üzerine mesajlarını yazarak hemcinslerine dileklerini ilettiler. İkinci dünya savaşı sırasında ve Çin devrimi sonrasında kullanımı zaman zaman yasaklandı. Bu farklı dili canlandırmak için ve kalan yazıları, işlemeleri toplamak için müze kurulması gayesiyle Ford firması 209.000 Amerikan doları bağışladı. Bu dil’in kadınların eğitiminin gerektiği konusunda daha fazla gayretin gerekli olduğunu gösterdiğini zannediyorum.

Kaynak

Share

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.