Sessizce keşke demek

Keşke ile başlayan ne cümleler kurdum bir bilsen!
Ne geceler vardı, ben uzun uzun olmasını istedim.
Ne şaraplarım vardı, tadı hiç bitmesin istedim.
Yıldızlara dokunduğum geceleri özledim.
Gün yüzünü bana döndüğünde ben olduğum anları özledim.
Gülmenin neşeme bin dem kattığı anları
Zamanın senin kokunu taşıdığı dakikaları
Ağlarken başımı göğsüne bastıran o merhameti,
En masumunuz ilk taşı atsın diyen vicdanı,
Soğukta elime dokunan sıcaklığı,
Yalnızlığıma son veren ruhun yarenliğini,
Karanlıktaki ışığı ve izini süren ateşböceğini özledim….
Hep istedim..
Diledim ki.. .
Sen kısık ışıktaki odamdaki bir nağme ol!
Hüzmeli ışık ol harflerime düş ki sayfamı ve yolumu göreyim…
Bir gün mürekkep oldum kaleme
Bir masal yazmak için
Kalem kelama dönsün diye
Her kelam bir ses olsun..
Kelimeler taşısın benim bütün sevdamı diye.

Keşke dedim sussaydım..
Hiç olmasam ve hiç durmasam…
Hep sussam..
Sessizliğe rehin verseydim..dudaklarımı
Veremem ki …sabah buğum
Her kelime
Her hece
Her harf zincir olmuş seninle bana…
Her kelimelin başı sen sonu ben
Her harfin bir ucu sende bir ucu bende
O harfe tutunmak,
Yasemin kokulum !
Hayata tutunmak,
Ümit denizine dalmak,
O harfe tutunmak ,
Dudaklarında ölmek,
Gamzende gülmek,
Yoksa harfler biterse diye korktuğumdan değil
Korkum sessizlikten..
Ben harfin ucuna dokununca senin eline dokunuyorum..
Dudaklarını hissediyorum..
Benim korkum sensizlik…
İşte koca gecede budur sessizlik..
Eksik hecem
Eksik harfim
Eksik hikayem
Eksik masalım..

Bütün sessizliğim sensizliğimse eğer…
Sabah yelinde yanayım
Rüzgarda akan göz yaşı damlan olayım..
Sönen mumun  son dumanını bulayım
Benim sensizliğim sessizliğim….
Yanık nağmenin son notası…
Sen sessizce haykır..
Çığlığının bütün harfleri sessiz olsun..
Ben kalbimde koyarım bütün ünlülerini…
Ruhumda yarım kalan nefesimle her heceye sessizce seni söyletirim sevdiğim!

Share

Sen Ömrümsün

Uzun süreden beri yazamadım. Siteyi açıp yeni bir şeyler var mı ümidiyle kontrol edip, hayal kırıklığına uğrattığım herkesten peşinen özür dilerim. Bayramınız kutlu olsun.

Yazacak çok şey var ama kaleme gelen o kadar az ki…

Güzel bir haberim var.

Aranızda Nazaret ya da Nasıra ismini duyan var mı bilmiyorum. Ancak İsa peygamberin memleketi Nazaret. Kudüs’e gelmek için yola çıktığı kaynak.. Bazılarını o şehre Nasıra derler.. Arapça ismidir şehrin. Hz. Meryem’in İsa’ya gebe kaldığı yerdir. Merhamet’in tohumlarının atıldığı belde. Aşk’ın yeryüzündeki iz düşümü. Kavganın bittiği, varlığın başladığı mekan.

1990 yılında bu şehirin ismini taşıyan bir orkestra kuruldu. Klasik Arap müziğine dikkat çekmek ve yerel sanatçıları öne çıkarmayı amaçlıyor. Hayfa’dan, Akka’dan, Nasıra’dan bir çok sanatçı grubun içinde. Son çıkardıkları albüm Ummu Gulsum şarkılarından oluşuyor. Şarkıları Hayfalı sanatçı Lubna Salame söylüyor. Kilise korosunda  uzunca söyledikten sonra gruba katılmış. Şimdi soracaksınız güzel haber bunun neresinde diye.

Haber şu, Nazareth orkestrasi Salı günü -16 Aralık 2008- Cemal Reşit Rey konser salonunda konser verecek.

Bence kaçırmayın. Bundan ötesi ise Radikal II’de güzel bir söyleşi var. Okumak için oraya da müracaat edebilirsiniz.

Ben bu vesileyle Ummu Gulsum’un en sevdigim sarkilarindan birini dikkatinize sunmak istiyorum.


Gözlerin beni kaybettiğim günlerime döndürdü
Bana geçmişten ve onun acılarından pişman olmayı öğrettiler
Senin gözlerini görmeden benim gözlerimin gördüğü herşey boşa geçmiş bir yaşamdı
Hayatımın bu kısmını nasıl kabul ettiler?
Nurunla hayatımın gündoğumu başladı
Senden önce yaşamımın ne kadar fazlası kaybedilmiş?
O boşa giden bir geçmişti sevgilim.
Kalbim senden önce mutluluk görmedi.
Kalbim hayatta acı ve ıstırabın tadından başka asla bir şey görmedi.
Hayatı sevmeye henüz şimdi başladım.
Ve yaşamımın benden kaçmakta olduğundan kaygılanmaya başladım
Senden önce her mutluluk için acı çekerdim
Gözlerinin ışığında onlar benim rüyalarımı buldular
Ey benim kalbimin hayatı …sen benim hayatımdan daha değerlisin.
Neden senin aşkınla uzun bir süre önce karşılaşmadım?
Senin gözlerini görmeden benim gözlerimin gördüğü herşey boşa geçmiş bir yaşamdı.
Hayatımın bu kısmını nasıl kabul ettiler?
Işığınla, gündoğumunu başlatan hayatımsın sen benim
Harikulade geceler, muhabbet ve büyük aşk!
Uzun zaman önce kalbim seni özlemekteydi
Aşkı benimle yudun yudum tat,
Kalbimin merhameti senin kalbinin merhametini özlüyor.
Gözlerini bana o kadar yaklaştır ki, Gözlerim senin gözlerindeki yaşamda kaybolsun.
Aşkım gel ve yeter
Kaybettiğimiz şey az değil, ruhumun sevgilisi
Senin gözlerini görmeden benim, gözlerimin gördüğü herşey boşa geçmiş bir hayattı
Hayatımın bu kısmını nasıl saydılar?
Işığınla hayatımın sabahı başladı
Sen tüm günlerimden daha değerlisin
Tatlılığına beni de al
Beni evrenden uzaklaştır
Uzaklara, uzaklara
Ben ve sen uzaklara.Yalnız,
Aşkla günlerimiz aydınlanacak
Birbirimizi özleyerek geceler geçiririz
Senin sayende gündüzlerle barıştım
Senin yüzünden zamanı unuttum
Seninle acılarımı unuttum
Ve seninle sefaletimi unuttum
Gözlerin, yitirdiğim günlerime beni geri götürdü
Geçmişten ve onun acılarından pişman olmayı bana öğretti
Senin gözlerini görmeden benim gözlerimin gördüğü herşey, boşa geçmiş bir hayattı
Hayatımın bu kısmını nasıl saydılar?
Işığınla hayatımın sabahı başladı.

söz:Ahmed Şefik Kamil
müzik: Muhammed Abdülvahab

Share

Cennet Azığı

Her düşüş ya bir kopma ya da kovulma.
Her kovulan ya da kopan telaş içinde bir şey alıyor ya yanına. Onlar da bu hatıra hikayesinden yanlarına bir şeyler almak istediler.
Üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için:
-Bir: Kelimeler
-İki: Aşk
-Üç: Annelik duygusu

Kelimeleri Adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak Havva’ya kaldı.

Ama aşk çok ağırdı.

İkisinin de, aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca ikisini zembili de aşkı bir başına kaldıramayınca, bölüştüler yükü. Yarısını Adem sırtlandı, aşkın yarısı Havva’ya kaldı.
Öyle sert düştüler ki dünyaya, bu fenaya, Adem’in dizlerinin bağı çözüldü, ciğerleri yandı. Nutku tutuldu. Üçüncü defa, bildiği kelimelerin hepsini önce unuttu. Sonra bir kısmını hatırladıysa da o bir kısmını kıyamete değin unuttu.
Aşk? Daha yollarda sakin durmamıştı bir türlü. Kabına sığmamıştı. Bir yarısı yollarda kayboldu. Getirebildikleri ancak öbür yarısıydı.
O gün bu gün yeryüzü kelimeleri yetersiz, aşk bu dünyada kusurlu.
Annelik duygusu?
Havva’nın cennet duygusu.
Gönül evinde, kadın bedeninde, tastamam duruyordu.

Nazan Bekiroğlu, La, s. 151.

Share