Yazmak ve ortamlar

Yazmak ve çalışma masalarıyla  ilgili o kadar yazı yazdıktan sonra.. Nerede yazarım başlığıyla bu siteyi buldum. Farklı yazarların çalışma mekanlarını gösteriyor. Okuduğunuz o enfes romanları nerelerde hangi duygularla yazdığını hiç merak etmediniz mi? Benim yaşadığım en büyük gizemlerden birisidir bu süreç…

Siteyi yakından incelemek isterseniz işte burada!

Darısı Türk yazarlarımızın başına…

Share

Su ile boyanın dansı

Şimdi herkesin aklına Ramazan olunca Ebru gelecektir. Yok ben onu da çok mucizevi bulurum ama bir sitede gördüğüm fotoğraflardaki boya gönlümü çaldı. Sizinle paylaşmak istedim.

Önce bir Ebru…Hayal kırıklıkları insanları fiziksel olarak da etkiliyormuş..

Şimdi gelelim bahsettiğim diğer resimlere..

Bir de şu var.

Ve perde..

Share

Masa ve kitaplar

Şimdi bu muhabbet epey sulandı ama Parhelia‘nın son gönderdiği linki görünce yazmadan edemedim. Einstein’in dağınık masası.. Zeka ve masa dağınıklığı arasında bir ilişki kurmak niyetinde hiç değilim. Ancak bu resimlere lütfen bir bakın.

Bir başka açıdan görelim sahneyi..

Dağınıklık burada konuşulması gereken en son konu… Ahşap masanın ve yaşamın enerjisi yok mu Allah aşkına şu mekanda…Sandalye’de biraz önce kalkmış adamın ağırlığı hala duruyor.. Açılmamış posta ucuna gelmiş masanın.. Büyük ihtimal göz atması gereken bir derginin son sayısıdır. Hayat bu masa değilse nedir?

Bir de şu resme bakın.. Yorumsuz ama.. ,

Randy Pausch zaman planlaması konuşmasında düzenin çok önemli olmadığını mühim olanın kişisel tercih ve kullanım olduğunu söylemişti. Ben de aynı fikire katılıyorum. Herkese uyan bir formül yoktur.. İki tane güzel kitaplık resmiyle son verelim..

Eski kitapları ve ciltlerini seviyorum.Kütüphanelere aşığım!

Share